16 Şubat 2011 Çarşamba

Yeni Kitabı “Şairin Romanı”nı Anlatıyor

Murathan Mungan, “Şimdilerde Ne Yazıyorlar?” başlıklı etkinlik kapsamında 17 Şubat Perşembe günü saat 18.30’da Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu’nda okurlarıyla buluşuyor. Yazar, son dönemdeki çalışmalarını okurlarıyla paylaşacak, soruları yanıtlayacak.

Şair ve yazarlar, “Şimdilerde Ne Yazıyorlar?”etkinlik dizisinde yeni başladıkları, üzerinde çalıştıkları, yayımlamak üzere oldukları kitaplarını okurlarıyla paylaşıyor. “Şimdilerde ne yazıyor” diye merak ettiğimiz yazarlar masalarındaki ve çekmecelerindeki dosyaları anlatıyorlar. Yazarların sırlı dünyası, çalışma odaları okurlara açılıyor. Murathan Mungan, bu dizinin ilk konuğu oluyor.
Murathan Mungan’ın Nisan ayında yayımlanacak yeni kitabı Şairin Romanı’ndan bir alıntı:
“Kara akik, deniz kabukları, tuz ve zift satan; su mermeri, fildişi, abanoz taşıyan gemilerde çalışmıştı. Tahtaları yılların suyunu emip ağırlaşmış, manevra kabiliyetini çoktan yitirmiş eski, köhne gemilerde canını kaybetmek pahasına uzak ve derin sulara açılmışlığı vardı. Açık deniz gemicilerinden ne çok şey öğrendiğini düşünüyor şimdi. Gemicilerin bildiği hayat başka türlü bir hayattı. Bunu insan, karada, fırtınalı kış akşamlarının fener ışığıyla aydınlatılmış balıkçı kahvelerinde, yapacak bir şey bulamayan sefersiz kalmış denizcilerin can sıkıntısıyla anlattıklarından ya da denizi tükenmiş, sesi tarazlı, kocamış deniz adamlarının usandırıcı tekrarların eprittiği bir örnek hikâyelerinden öğrenemezdi. Karaya çıkan hikâyeler ölürlerdi. Balıklar gibi ölürlerdi. Suyun hikâyeleri suda yaşardı; kendileri çıksa, ruhları karaya çıkmazdı bu hikâyelerin. Orada kalırdı. Denizin ortasında. Karaya çıkanları geri çağırırlardı.”

Ara Güler CKM'de

Ara Güler'in “İstanbul ve İstanbul'un Edebiyatçıları” fotoğraf sergisi, yarın Caddebostan Kültür Merkezi'nde (CKM) açılacak.

Kadıköy Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, sergide, Ara Güler'in Aziz Nesin, Nazım Hikmet Ran, Reşat Nuri Güntekin, Edip Cansever, İlhan Berk gibi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinin portrelerinin bulunduğu fotoğrafları yer alıyor. Sergi, 15 Mart'a kadar CKM Sanat Galerisi'nde görülebilecek.

Leb-i Derya'da caz

Leb-i Derya'da caz
Caz müziğin dünyaca ünlü ismi Sibel Köse, her Salı saat 22:00’dan itibaren, muhteşem İstanbul siluetine karşı Leb-i derya Richmond’da caz severlerle buluşuyor.

Yemek keyfini Boğaz’ın muhteşem manzarası ile bir araya getiren Leb-i derya Richmond dolu dolu bir caz gecesinde, caz severleri hayalleriyle buluşmaya çağırıyor.
Zengin ve derinlikli yorumlarıyla bir doğaçlama ustası olan Sibel KÖSE, dünyanın önde gelen caz müzisyenleriyle konserler verip, albüm kayıtlarına destek vermekte ve Türkiye’yi uluslar arası platformda temsil etmektedir. Caz, her Salı, ruhuna yakışacak mekanda, Leb-i derya Richmond’da… 

Yine Yeni Yeniden...

İş güç koşturmaca derken tam anlamıyla kendimi blog yazmaya veremedim.Ya da daha ısınamadım ...
Gerçekten blog yazarlıgı ciddi bir şekilde mesai isteyen bir iş . Ara ara yazarak şimdilik kendimi alıştırmaya çalışıyorum. :)

28 Aralık 2010 Salı

we wish you a merry christmas....


Bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz.Kimimiz için sevinçli,kimimiz için üzüntülü geçti bu yıl. Umarım 2011 herkese şans mutluluk ve para getirir.2011 şimdiden kutlu olsun... :)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Frida İstanbul'a geliyor



Pera Müzesi, 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden Frida Kahlo ve Diego Rivera çiftinin, Meksika dışında çok az yerde sergilenen 40 yapıtına 23 Aralık'tan itibaren ev sahipliği yapacak.


Eserleriyle olduğu kadar, sıra dışı ve tartışmalı yaşamlarıyla fırtınalı ilişkileriyle ilgi çekerek, sinema ve edebiyat dünyasına da ilham veren, Meksika kültürüne damga vuran eserleriyle 20. yüzyılın efsane çifti haline gelen Frida Kahlo ve Diego Rivera'nın eserleri, Türkiye'de ilk kez Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nde sergilenecek.
Jacquesve Natasha Gelman'ın koleksiyonunda yer alan, Meksika'nın ulusal kültür varlıkları envanterine kayıtlı ve Meksika dışında çok az sayıda sergilenen çiftin en önemli eserlerinden oluşan 40 yapıt, 20 Mart 2011'e kadar ziyarete açık kalacak.
Sanatseverleri, duyulduğu ilk andan itibaren heyecanlandıran, Berlin ve Viyana'da düzenlenen ve 2010 yılına damgasını vuran Frida Kahlo Retrospektifi'nin en gözde Kahlo yapıtlarının yanı sıra Diego Rivera'nın eserlerinin de yer aldığı serginin küratörlüğünü ise Dr. Helga Prignitz-Poda üstlendi.

21 Kasım 2010 Pazar

Rengarenk

Rengarengarenk rengarenk renga renga…



Evet, son baharın gelmesi, arapkızının camdan bakmaya başlamasıyla birlikte, sevgili yorumsuz ugg botlarımızın yanında her yerde onları da görmeye başladık.
Onlar kimler, ya da neler mi? Şimdi hemen camdan bakın; gördüğünüz 10 kadının 6 sının ayağında ne var? (Göz kırpıyorum bu esnada)
Şahsen kendilerini ugglardan daha fazla sevdim ve tuttum, hatta en kısa zamanda bir tane de edinmeyi planlıyorum. Renkli yağmur botlarından bahsediyorum, tabi sizin çoktan anladığınız üzere.
Bir kere çocukluğumuza dair izler var o botların üzerinde, onlar ayağınızdayken istediğiniz kadar çocuklaşabilir, sevgilinize ya da muhtelif adaylara şımarıklık üstüne şımarıklık yapabilirsiniz.
Sadece renkleri değil bu botlarda bizi çocuklaştıran; hepiniz hatırlarsınız, en azından yaşı tutanlar: onlar çocukluğumuzun lastik botları! Tabi ki o zamanlar bu kadar moda ya da bu kadar renkli, şekilli, tasarımlı değillerdi; genelde kırmızı ya da siyah üzerine baskılı( puantiye) olurlardı.
Neyse, bu sizin yağmur botu giyip çocuklaşmanıza engel değil, hatta konumuzla hiç alakalı değil!
Elinizde şemsiye (mümkünse uygun renklerde), ayağınızda botlarınız, yağmur altında modunuza göre, romantik ya da depresif yürüyüşler yapabilir; modunuz uygunsa hoplayıp zıplayabilir, ıslanmaktan korkmadan sulara basabilirsiniz.
Botlarınızla skinny jean ya da hala moda olan taytlar ile rahat kombinlerin yanında; kısa şort, etek ve elbiselerle üşümeden cool ve sexy olabilirsiniz. Benim tercihim, kısa şort ya da etek altına uzun çorap veya konçlar ile kullanmak.
Her rengini, her tür baskılısını bulabilirsiniz. Bu sezon boylar konusunda da gayet esnekleşmiş olsalar da, en çok tutulanı yine de klasik ve dize kadar olanı. Çok fazla konuşmayalım.

En iyisi hep beraber buradan bakalım: